Pages

23 Aralık 2013 Pazartesi

Reflüye götüren 6 neden

Reflü yaşam alışkanlıkları ile beslenme tarzına dikkat edildiği ve ihtiyaç duyulduğunda başvurulan ilaç tedavisine düzenli olarak devam edildiği sürece genellikle kontrol altında tutulabiliyor. Ancak bazı durumlarda var ki operasyonu kaçınılmaz hale getiriyor.

Reflü kelime anlamıyla ‘geriye kaçış’ demek. Gastro-özafajeal reflü ise yüksek asit içeren mide içeriğinin yemek borusuna geri dönmesi ve burada mukozal hasara yol açması, solunum sistemine kaçarak öksürük, ses kısıklığı ve astım ataklarını tetiklemesi olarak nitelendiriliyor. Reflü toplumda oldukça sık görülen bir hastalık. Öyle ki ülkemizde her 5 kişiden birini etkisi altına alıyor. Bu hastalık yaşam alışkanlıkları ile beslenme tarzına özen gösterildiği ve ihtiyaç duyulduğunda ilaç tedavisine devam edildiği sürece genellikle kontrol altında tutulabiliyor. Ancak bazı durumlarda operasyon kaçınılmaz hale gelebiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İsmail Hamzaoğlu reflü ameliyatına götüren 6 nedeni açıklıyor.

1.Hasta ömür boyu ilaç tedavisi istemiyorsa: Reflü tedavisinde başvurulan ilaçlardan başarılı sonuçlar alınabiliyor. Ancak bazı hastalar ilaçların yan etkileri ve sürekli olarak ilaç kullanmanın getirdiği psikolojik etki gibi nedenlerden dolayı ömür boyu ilaç kullanmak istemeyebiliyor.

2. Beslenme alışkanlıklarına dikkat etmiyorsa: Öncelikle düzenli beslenmek şart. Ayrıca reflüyü arttırdığı bilinen yağlı gıdalar, kızartmalar ve çikolata gibi besinlerden, alkol ve gazlı içeceklerden ayrıca çay, kahve ile kola gibi kafeinli içeceklerden kaçınmak gerekiyor. Ancak bazı hastalar beslenme alışkanlıklarına dikkat etmekte güçlük çekebiliyor.

3. Mide fıtığı eşlik ediyorsa: Reflü hastalığına sıklıkla mide fıtığı eşlik edebiliyor. Mide fıtığının bazı türlerinde fıtık boğulması ve acil ameliyat riski oluyor. Bu tür fıtıklarda reflünün şiddetine bakılmaksızın hastaya ameliyat öneriliyor.

4. Kullanılan ilaçlar kesilemiyorsa: Kemik erimesine karşı kullanılan ilaçlar, doğum kontrol hapları, ağrı kesiciler veya tansiyon ilaçları reflü şikayetlerinin artmasına yol açabiliyor. Ancak bazı durumlarda bu ilaçların kesilmesi mümkün olmayabiliyor.

5. Hasta yaşam tarzını değiştiremiyorsa: Reflü hastası kilolu ise öncelikle kilo vermeli. Ayrıca yemeği uykudan 3-4 saat önce bitirmeli, yediği gıdaların türüne dikkat etmeli, stresli ortamlardan uzak durmalı, sürekli olarak ilaç kullanmalı ve sigara içiyorsa bu alışkanlığını bırakmalı. Eğer hasta bu şartlara uymakta zorluk çekiyorsa operasyonun seçenek olarak sunulması gerekiyor.

6 . Gastro-özafegeal reflü’ye bağlı hasarlar oluşmuşsa: Uzun süren reflülerden sonra yemek borusunun iç yüzeyinde yaralar oluşabiliyor. Bu yaraların sürekli olarak iyileşip yeniden açılmasıyla birlikte yemek borusunda darlıklar ortaya çıkabiliyor. Reflü nedeniyle mide içeriğinin gırtlak ve solunum sistemine gitmesi ses kısıklığı ve akciğer hastalıklarına yol açabiliyor. Yemek borusunun iç yüzeyinde sürekli devam eden reflü hücre düzeyinde değişiklik yaparak sonu kansere neden olabilecek Barret özofagusu denilen bir duruma neden olabiliyor. Bu tarz hasarlar gelişmişse operasyonla tedavi öne alınabiliyor.

TEK PORT İLE İZSİZ OPERASYON

• Reflü operasyonunun laparoskopik olarak yapılması gerekiyor. Çünkü açık ameliyat ile karşılaştırıldığında laparoskopik, yani kapalı yöntem daha az ağrı, hastanede daha kısa kalış süresi, normal aktiviteye ve iş hayatına daha erken dönüş gibi pek çok avantaja sahip. Öyle ki hastanın operasyondan sonra hastanede sadece 1 gün kalması yeterli geliyor. Ayrıca hasta 4-5 gün sonra iş hayatına da dönebiliyor.

• Açık ameliyatta yaklaşık 20-30 santim karın yarası oluşuyor. Bu yaraya ait enfeksiyon riski daha fazla oluyor. Ayrıca yaklaşık yüzde 10 hastada bu yaradan fıtık oluşma riski mevcut. Laparoskopik ameliyatta ise bu tür sorunlara çok ender rastlanıyor.

• Mide fıtığı varsa bu sorun operasyonda düzeltilerek göğüs boşluğuna kaçış önleniyor ve midenin üst bölümündeki fundus bölümü yemek borusu çevresine sarılarak antireflü bir mekanizma oluşturuluyor.

• Tek port laparoskopik yöntem ise laparoskopinin tüm avantajlarını taşımasının yanı sıra ciltte hiç iz kalmaması gibi kozmetik açıdan çok önemli bir avantaj daha sağlıyor. Laparoskopik ameliyatta 1 santimden küçük 4 ya da 5 yara oluyor. Bu nedenle sadece sağlık değil, kozmetik olarak da açık ameliyata göre belirgin olarak üstünlük taşıyor.

BELİRTİLERİ NELER?

• Göğüste yanma hissi,
• Ağza acı su gelmesi,
• Bulantı, kusma,
• Hazımsızlık, ekşime,
• Gıdaların ağza geri gelmesi,
• Ağız kokusu,
• Yutma güçlüğü,
Daha nadir olarak;
• Ses kısıklığı,
• Boğaz ağrısı,
• Kuru öksürük,
• Astım,
• Zatürree,
• Dişlerde mine kaybı gibi belirtiler ile ortaya çıkabiliyor.

18 Aralık 2013 Çarşamba

Bir haftada sevgili bulmanın yolları!

Sevgilim yok diye şikayet etmeyin, bu yazıyı dikkatlice okuyun ve hemen uygulamaya geçin. Biraz çaba gösterirseniz yalnız geçirdiğiniz günlerin bitmesi an meselesi! İşte size 7 günde sevgili bulmanın yolları!

Görünüşünüzü yenileyin

Epeydir yalnızdınız ve neredeyse evden dışarıya çıkamıyordunuz. Ama artık dışarı çıkmanızın vakti geldi. Bir süredir özen gösteremediğiniz dış görünüşünüzü elden geçirin. Çünkü insan önce kendini  beğenmeli. Kendini beğenmeyen birinin başkasını beğenmesi düşünülemez bile. Tabiki beğenilmek de kaybettiğiniz özgüveninizi yeniden kazanmazınızı sağlayacaktır. Örneğin saçınızı kestirin ya makyaj stilinizi değiştirin, giyim tarzınızda yenilikler yapın. Hatta imkanınız varsa daha önce hiç denemediğiniz bir imaja bürünün, kendinizi ve çevrenizdekileri şaşırtın!

Çevrenizi değiştirin

Çevre demişken; daha önceden gittiğiniz mekanlardaki herkesi zaten tanıyorsunuz. Bu yüzden yepyeni mekanlar keşfedin. Yaşam tarzınıza uygun yerlerde sizin gibi düşünen, ortak noktalar yakalayabileceğiniz insanlar vardır. Onlardan biriyle bir kadeh içki ya da bir fincan kahve ile başlayacak sohbet, bir süre sonra tutkulu bir aşka dönüşebilir. Yeni ortamlara girmekten çekinmeyin, yakın bir arkadaşınızla birlikte keşfe çıkın ve gözünüzü dört açmayı da unutmayın! :)

Kalabalığa karışın

Alışveriş merkezleri, sinemalar, çay bahçeleri, kafeler, barlar, yeni insanlarla tanışmak için uygun fırsatlar bulabileceğiniz yerlerdir. Toplu taşıma araçları da size yeni fırsatlar yaratabilir. Tesadüfler insanın hayatını bazen tamamen değiştirebilir. Başınızı önünüze eğip yürümekten vazgeçin ve her an tetikte olun, çevrenizde olup bitenleri takip edin; belki birileri de sizi takip ediyor olabilir! ;)

Arkadaşlarınızı arayın

Dostlarınızı aramaktan çekinmeyin. Onlar sayesinde çevreniz değişebilir. Kim bilir, belki de dostunuzun o güne kadar görmediğiniz bir arkadaşı, sizin sevgili adayınızdır. Dostlarınızla çıkın, dolaşın, eğlenin. Hatta onları sizinle buluşmaya, tanımadığınız arkadaşlarını getirmeye zorlayın. Bir ev partisi ya da kalabalık bir yemek daveti alırsanız sakın kaçırmayın, mümkün oldukça fazla insanla tanışmaya bakın; mutlaka birilerinin size uygun bekar bir arkadaşı vardır.

Yeni mekanlar, yeni ortamlar

6 gün çok kısa demeyin. Bir dans kursuna ya da kısa süreli bir workshopa kaydınızı yaptırın. Mutlaka bir partneriniz olacaktır. Kimbilir, belki de aradığınız odur. Size uygun bir hobi mutlaka vardır; dil kursu, fotoğraf gezileri, haftasonu trekking turları vs. Birinden birini seçin ve başlayın hemen. Yeni insanlarla tanışmak için onların ayağınıza gelmesini beklemeyin, siz onlara gidin!

Potansiyel adaylar

Telefon rehberinizi ve MSN listenizi bir gözden geçirin. Sohbetinden, birlikte vakit geçirmekten hoşlandığınız birileri vardır elbet. Evet, daha önce sadece arkadaş gözüyle bakıyordunuz ona ama her an herşey olabilir. İş yerinizde sizi çok güldüren arkadaşınız, geçerken bakmaktan gözlerinizi alamadığınız karşı masadaki çocuk ya da okulda sizden birkaç sıra arkada oturan yakışıklı genç neden sizin yeni sevgiliniz olmasın? Hem eski anılarınızı tazelemiş olursunuz, hem de arayı kapatmış olursunuz... Arkadaşlarınızla arayı fazla açmamaya bakın!

Etrafa daha dikkatli bakın

Artık daha iyi bir gözlemci olmak zorundasınız. Hani meşhur bir hikaye vardır; sizi kırmızı bir ışıkta beklerken, aşk karşı tarafa yanan yeşil ışıkta geçti gitti bile diye.. O zaman yeşil ışıkta geçenleri de izlemelisiniz. Size “Gözün dört dönüyor” deseler de aldırmayın. Etrafınıza dikkatlice bakmaya devam edin. “Ben bu adamla birlikte olamam, hiç tipim değil” gibi bir ön yargı içine girmeyin, ilk izlenimler aldatıcı olabilir, herkese eşit derecede şans verin, dış görünüş her şey demek değildir...

İnterneti hafife almayın

Devir internet devri. Artık 3 yaşındaki çocuklar bile internet kullanıyor. Yeni insanlarla tanışmak için internetten faydalanın. Chat odaları, çöpçatan siteleri, sosyal ağlar, sevgili olma potansiyeli olan gizli cevherleri açığa çıkarır ve size çok büyük kolaylık sağlar. Ama internet ortamında insanların kendilerini farklı gösterebildikleri ihtimalini aklınızdan çıkarmayın. Tanımadığınız insanlara özel bilgilerinizi vermeyin ve mutlaka kalabalık bir yerde buluşmaya özen gösterin, hatta bir arkadaşınızla birlikte giderseniz daha güvenli olacaktır.